30 Aralık 2016
Sayı: SYKB 2016/01 (49)

Ya barbarlık içinde çöküş, ya sosyalizm!
Dinci sermaye iktidarı savaş bataklığını derinleştiriyor
15 Temmuz “Araştırma” Komisyonu’nda sona doğru!
Faşist saldırılar tırmanıyor, gerici abluka yoğunlaşıyor
2016 yılı baskı ve zorbalığın tırmandığı bir yıl oldu
MİB MYK Aralık ayı toplantısı sonuçları
Bekaert grevinin ardından...
Kamu Çalışanları Birliği Programı üzerine-1
2016’da iz bırakan dünya olayları
2016’nın aynasından geleceğe bakmak - II
FARC: ‘80’li yılların tekrarı mı? - II
Berlin saldırısı ve emperyalist ikiyüzlülük
Asbest: Skandal sistemin skandal malzemesi
Gençlik mücadelesi ve 2016
Baskı, sömürü ve şiddete karşı öfke büyüyor
Piyangodan kurtuluş çıkmaz, kurtuluş kendi ellerimizde!
“Kızıl bayrağımızla 2017’yi kavganın ve umudun yılı yapacağız!”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

MİB MYK Aralık ayı toplantısı sonuçları

 

Metal İşçileri Birliği Merkezi Yürütme Kurulu Aralık ayı toplantısı geçtiğimiz günlerde gerçekleştirildi. 2017 Metal TİS’lerine hazırlık çerçevesinde düzenlenen TİS Sempozyumu’nun ardından gerçekleştirilen toplantıda, sempozyum değerlendirmesi başta olmak üzere ülkedeki ekonomik ve siyasal süreçlerden sınıf hareketindeki gelişmelere kadar bir dizi başlık temel gündem olarak işlenmiş bulunuyor.

Ekonomik ve siyasal gelişmeler

Dünyada ve Türkiye’de etkisi gittikçe artan ekonomik krizin faturasının işçi sınıfına çıkartılmaya çalışıldığı bir süreç yaşanıyor. Toplu tensikatları sınıfa dönük ekonomik ve sosyal saldırı yasaları takip ediyor, var olan kazanılmış haklar budanıyor.

AKP iktidarı, OHAL’i de vesile ederek sermayenin elini rahatlatacak önlemlerle içinden geçtiğimiz süreci fırsata dönüştürüyor. İşçi ve emekçilerin yaşamı her geçen gün katlanılmaz hale gelirken servet-sefalet uçurumu gittikçe büyüyor.

Ekonomik ve sosyal saldırı dalgasını içeride ve dışarıda tırmandırılan savaş ve saldırganlık atmosferi tamamlıyor. Kardeş halklar arasında düşmanlığı tetikleyen gerici-faşist politikalar yaygınlaştırılıyor. Farklı milliyetlerden işçileri bölmeyi, körüklenen şovenist atmosferle zehirlemeyi, sınıf bilincini dumura uğratmayı amaç edinmiş adımlar atılıyor. Yaratılmaya çalışılan gerici-şoven atmosfer işçi sınıfı saflarında kendi gündemlerine yabancılaşma sonucunu ortaya çıkarttığı gibi, sermayenin saldırı yasalarını destekleme tutumuna kadar varabiliyor. Kardeş halklar arasında tehlikeli bir çatışma ortamının yaşanmasına zemin hazırlanacak bu tablo aynı zamanda sömürü zincirlerinin kalınlaşmasını sağlayacak bir fırsat olarak değerlendiriliyor.

MİB MYK, böylesi bir süreçte “İşçilerin birliği, halkların kardeşliğini” daha güçlü haykırmanın öneminin altını bir kez daha çizerken, sınıf mücadelesinin tüm gerici-şoven cereyanı dağıtacak gücünü açığa çıkartmak ve devrimci bir sınıf hareketi yaratmak için etkin bir çaba içerisinde olacağını vurgular.

Ekonomik kriz sermayedarların krizidir, faturasını da onlar ödemelidir. İşsizlik, ağır çalışma koşulları, ücretsiz izinler, düşük ücretler vb. olarak işçilere fatura edilmesi reddedilmeli. İşçi ve emekçilerden kesilen vergilerle toplanan paraların, patronlara “teşvik” adı altında yağmaya açılmasına son verilmeli. MİB MYK, önümüzdeki dönem görevlerine bu kapsam üzerinden bakmakta, başta metal işçisi olmak üzere tüm işçi sınıfının sermaye düzeni karşısında saflarını güçlendirme çabası vermektedir. Metal iş kolunda süren TİS’leri, yaklaşan 2017 MESS Grup TİS sürecini böylesi bir perspektifte ele almakta, topyekûn yıkımı dayatan sermaye sınıfına karşı mücadelenin önemli bir basamağı olarak değerlendirmektedir.

Asgari ücret “orta oyununa” karşı mücadeleye

İşçi sınıfını ilgilendiren temel gündemlerden birisi asgari ücret zammı. Asgari ücrette sergilenen “orta oyununda” sona gelinmiş durumda. Asgari Ücret Tespit Komisyonu Aralık’ın son günlerinde yapacağı toplantı ile belirlenecek zam oranını açıklamaya hazırlanıyor. İşçi sınıfının beklentilerinden uzak tartışmaların sürdüğü komisyonda, son olarak vergi diliminden kaynaklı oluşan kesintiyi tamamlayacak bir “teselli zammı” konuşuluyor. Asgari ücrete sefalet zammı kabul edilemez. Hükümet, patron ve işçiyi temsilen Türk-İş’in katıldığı toplantıdan elbette işçiler yararına bir karar çıkması beklenemez. İşçiler aleyhine çıkacak karar da kabul edilmemeli, insanca yaşamaya yeten ücret için mücadele edilmelidir.

Asgari ücretin ağır ve orta ağır işler üzerinden farklı sınıflandırılması tartışmaları işçi sınıfının büyük kesiminin sefalete mahkum bırakıldığı gerçeğini değiştirmemektedir. Kaldı ki metal işçilerinin bir bölümü için de geçerli olacak ağır ve orta ağır iş sınıfı için telaffuz edilen ücret düzeyleri de ücretlerde herhangi bir iyileştirmeyi öngörmemektedir. Çünkü bu sınıfa giren fabrikalarda çalışanlar asgari ücretin biraz üstünde, hükümetin bugün telaffuz ettiği rakamlara yakın ücret almaktalar. “İnsanca yaşamaya yeten vergiden muaf asgari ücret!” talebi bugün tüm güncelliğini korumaktadır.

MİB MYK, örgütlü-örgütsüz fabrikalarda çalışan milyonlarca işçiyi doğrudan ilgilendiren bir talep olarak insanca yaşam ve çalışma koşulları için mücadeleyi büyütmeye çağırmaktadır.

EMİS süreci ve süren TİS’ler

Metal işçilerini yakından ilgilendiren bir diğer gündem ise Birleşik Metal-İş ve EMİS arasında süren TİS görüşmeleri. EMİS patronlarının metal işçisine sefaleti dayatmaya çalıştığı TİS sürecinde, ekonomik ve sosyal hakları içeren maddelerde anlaşma sağlanamamış, tutulan uyuşmazlık zaptının ardından grev ilanları fabrikalara asılarak, 20 Ocak’ta greve çıkılacağı ilan edilmiş bulunuyor.
Taraflardan birisi geri adım atmadığı takdirde muhtemel bir grev süreci başlayacaktır. Muhtemel bir grev önümüzdeki dönemde özellikle metal iş kolunda yaşanacak bir dizi mücadeleyi etkileyecek bir öneme sahiptir. Bu özelliğinden kaynaklı başta grev aşamasında bulunan fabrikalardaki işçiler olmak üzere herkese büyük sorumluluklar düşüyor. Muhtemel grev sürecinin başarısı; fiili-meşru mücadele hattı ile “söz, yetki ve kararın” işçilerin inisiyatifinde olduğu bir işleyişe olduğu kadar, son 29 Ocak grevinin deneyimlerinden yararlanarak oluşturulacak bir bilinç açıklığı ile hazırlıkların yoğunlaştırılabilmesine bağlıdır.

MİB MYK, muhtemel grev süreci hazırlıkları kapsamında şu başlıkların altını çizer, metal işçisinin kazanımı için üzerine düşen sorumlulukları yerine getirme çabasını güçlendireceğini bir kez daha vurgular:

* Fabrikalarda taleplerin belirlenmesinden TİS görüşmelerinin yürütülmesine, grev kararının alınmasından hazırlıklarının kazanıma kilitlenmiş bir iradeyle birleştirilmesine kadar tüm aşamalarında söz, yetki, karar işçilerde olmalı. Tüm süreç işçilerin ortak iradesi ile alınacak kararlara göre şekillenmeli. Birleşik Metal-İş’in bu kapsamda attığı kimi adımlar önemli olmakla birlikte, güdük kaldığı, çoğu durumda göstermelik olmanın ötesine gidemediği açıktır. 29 Ocak grevinin keyfi şekilde yasaklanması karşısında, kimi fabrikalarda yasağı tanımama yönündeki işçi iradesinin yine bizzat sendika yöneticileri tarafından hiçe sayılarak grevin bitirilmiş olması gerçeği orta yerde durmaktadır. Grevin başarısı söz, yetki, karar hakkına sahip çıkacak ve tabandan birliğini kurmuş işçilerin iradesine sıkı sıkıya bağlıdır. Bugüne kadar sürecin işleyişinden bağımsız olarak, bugünden itibaren grev hazırlıkları bu eksene oturtulabilmeli, öncü işçiler kararlılıkla sorumluluklarına bu gözle bakabilmelidir.

* Keyfi grev yasaklarının rutin bir uygulama haline geldiği günümüzde, OHAL koşulları bu keyfiliği katmerlemekte, sınıf mücadelesinin önüne OHAL ve OHAL vesilesiyle oluşturulan toplumsal atmosfer bir engel olarak çıkartılmaktadır. OHAL süresi boyunca yasaklanan grevler, işçi eylemleri, toplantılar önemli bir veri sayılmalıdır. Bu keyfilik kabul edilemez. Sermaye ve AKP’nin OHAL sopası ile greve karşı girişeceği her türlü saldırı, engelleme, yasaklama girişimine karşı taleplerin haklılığı ve meşruluğu temelinde bakılmalıdır. İşçi sınıfının mücadele yasaları çerçevesinde kararlı bir hazırlık gerçekleştirilmeli, grev hazırlıkları güçlü bir eylemsel hat ekseninde ele alınmalıdır. Grevin başarısı metal işçilerinin bütününü etkileyen bir mahiyet taşıdığı oranda, örgütlü/örgütsüz tüm fabrikaların dayanışmasını örgütleyebilecek girişimler gündeme alınmalıdır. Birleşik Metal-İş bürokratlarının bugüne kadarki pratiklerinin ortaya çıkarttığı önemli derslerden birisi olarak, muhtemel “bahanelere” prim verilmemeli, kazanıma kilitlenen, bu eksende kenetlenmiş bir grev iradesi ile sürece yüklenilmelidir. Şu sıralar greve çıkmaya hazırlanan kimi fabrikalarda yükselen “İşgal, grev direniş!” sloganı kazanımın parolası olacaktır.

* Metal işçilerinin bir diğer dikkat etmesi gereken gündem ise kriz gerekçesi ile küçülme, işten atma, fabrika kapatma/taşıma gibi birtakım bahanelere prim verilmemelidir. Her dönem bilinçli bir tutumla ortalığa salınan bu söylemlerle kafa karışıklığı yaratılmaya çalışılmakta, metal işçileri korkutulmak veya sindirilmek istenmektedir.

MESS Grup TİS süreci

2017 yılının kuşkusuz ki en önemli mücadele başlıklarından birisi MESS Grup TİS süreci. Metal Fırtına ile ayağa kalkan metal işçileri Türk Metal çetesini sarsmış, yapılamaz denileni yaparak ek kazanımlar elde etmişti. Şimdi önünde doğrularıyla yanlışlarıyla metal fırtınanın deneyimlerine yaslanarak 2017 görüşmelerine hazırlık görevi bulunuyor. Haklarına ve geleceğine sahip çıkmak, kaybettiklerini yeniden kazanmak, Türk Metal çetesini sırtından söküp atmak ve iradesini eline almak metal işçisinin bu eksende gösterdiği kararlılığa bağlı olacaktır.

Metal İşçileri Birliği, Grup TİS süreci kapsamında yürüttüğü çalışmalarını, 18 Aralık’ta Bursa’da gerçekleştirdiği ve onlarca metal fabrikasından işçilerin katıldığı sempozyumla yeni bir düzeye taşımış bulunuyor. TİS sürecinde taleplerin, örgütlenme ve mücadele hattının irdelendiği, anlamlı ve verimli tartışmaların gerçekleştirildiği sempozyum kimi eksikliklerine rağmen anlamlı bir katılım ve başarıyla hayata geçirildi. Metal işçilerine yol gösterici bir tartışma iradesi ortaya konulmuş oldu.

MİB MYK, sempozyum ile ortaya konulan tartışma başlıklarının olgunlaştırılması, mücadele ve örgütlenme ilkelerinin fabrika zeminlerinde ete-kemiğe büründürülmesi çabasını güçlendirme çağrısını yineler. MESS’e ve ihanet şebekelerine karşı öfkenin bilince dönüşebilmesi için bir kez daha fabrikalarda kurulacak işçi birliğinin önemini belirtir.

Metal İşçileri Birliği
Merkezi Yürütme Kurulu

28 Aralık 2016


 
§